Aigerim SABİT BIKMAZ

I. ÖDEME TALEBİ

Muhatabın ödeme talebi, kural olarak, bir şekil şartına bağlı değildir ve bu nedenle ödeme talebinin tarafların iradeleri doğrultusunda sözlü veya yazılı olabileceğinden bahsedilebilir[1]. Fakat uygulamada teminat mektuplarının metninde ilk yazılı talepte ödeme şartının öngörüldüğü durumlara çok sık rastlanmaktadır.  Yazılı ödeme talebi yönündeki ibareyi içeren teminat mektuplarında, yazılı talep şartının tarafların bir tercihi olduğu ifade edilmelidir.

Yazılı talep üzerine ödeme kaydının bir geçerlilik şekli olup olmadığı hususu tartışmalara neden olmuştur.  Bir grup yazar[2], yazılı ödeme talebinin geçerlilik şekli olduğunu ve yazılı şekilde yapılmayan taleplerin banka tarafından reddedilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. İkinci grup yazar[3] ise, yazılı talep şartının bir geçerlilik şekli olmayıp, ödeme yapan bankanın lehtara rücu etmesi bakımından yazılı şeklin ispat kolaylığı sağlayacağını savunmaktadır. Bizim de katıldığımız bu ikinci görüşü ayrıntılı açıklayacak olursak, ödeme talebinin sözlü yapılması durumunda da bankanın ödeme yükümlülüğü doğmaktadır, ancak muhataba ödeme üzerine banka lehtara rücu ettiğinde, banka ispat bakımında zor duruma düşebilir zira lehtar ödeme yapmaktan kaçınabilecektir[4]. Bu sebepten ötürü, bankacılık uygulamasında, ispat kolaylığı sağlanması açısından yazılı şeklin tercih edilmektedir.

Ödeme talebinin şekli hususunda ele alınması gereken diğer bir konu, teminat mektubunun ödeme talebi ekinde bankaya iade edilmesinin gerekli olup olmadığıdır. Teminat mektuplarının bir kıymetli evrak olmamasından ötürü, ödeme talebi ile birlikte mektup aslının bankaya sunulması yönünde bir kanuni zorunluluk bulunmamaktadır[5]. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 15.06.2001 tarih, 2001/511 esas ve 2001/4641 karar sayılı kararında, teminat mektubu aslının kaybolması halinde, teminat mektubuna bağlı talep hakkının ortadan kalmadığına hükmetmiştir. Teminat mektubu aslının ödeme talebi ekinde sunulmasına dair kanuni zorunluluk bulunmamasına karşın, lehtara rücu aşamasında oluşabilecek olumsuz durumların önüne geçmek adına[6] uygulamada bankalar teminat mektubunun aslının da ödeme talebi kapsamında sunulmasını talep etmektedir[7].

Son olarak, ödeme talebinin riskin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda bir kayıt içermesi zorunlu mıdır sorusunu açığa kavuşturmak yerinde olacaktır. Öğretide bu konuda da fikir ayrılığı söz konusudur. Bazı yazarlar[8] riskin gerçekleştiği hususun ödeme talebinde yer alması gerektiğini ifade ederken, diğer bir yazar[9] ise ödeme talebinin içeriğine ilişkin taraflar arasında kararlaştırılan bir şekil şartı söz konusu değilse riskin gerçekleşme durumuna atıfta bulunmaksızın muhatabın garanti tutarını talep edebileceğimi ileri sürmektedirler.

Sonuç olarak, ödeme talebinin şeklinin belirlenmesi bakımından öncelikle taraflar arasındaki sözleşme şartlarına bakılmalıdır ve ödeme talebi sözleşme şartlarına uygun olarak oluşturulmalıdır. Eğer sözleşmede ödeme talebinin şekil unsurlarına dair hüküm bulunmadığı takdirde, ödeme talebinin yazılı yapılması, ödeme talebi ekine teminat mektubunun aslının konulması ve ayrıntılara girmeden riskin gerçekleştiğine dair ibrenin ödeme talebinin içinde yer alması uygun olacaktır. Bu şekilde ödeme talebinin tedbirli olarak hazırlanması muhatabın menfaatine hizmet ettiğin kanaatindeyiz, zira ödeme şartının usulüne uygun yapıldığının ispatı muhataba aittir[10]

II. ÖDEME YERİ

A. Banka Teminat Mektubundaki Ödeme Borcunun Hukuki Niteliği

Teminat mektupları kanuni düzenlemeden yoksun olduğundan, ödeme yerinin tespit edilmesi bakımından genel hükümlere başvurulması gerekmektedir. Bu bakımdan, teminat mektubu sözleşmesinden kaynaklanan bankanın ödeme borcunun hukuki niteliğinin tespit edilmesi, ödeme yerinin belirlenmesi bakımından önem arz etmektedir. Bankanın ödeme borcunun hukuki niteliği öğretide tartışmalara neden olmuştur ve görüşler ikiye ayrılmıştır: bir görüşe[11] göre teminat mektubu sözleşmesinden doğan borç tazminat niteliğindedir; ikinci görüşe[12] göre ise bu borcun bankanın bağımsız para borcu niteliğindedir.

Teminat mektubundan kaynaklanan borcun tazminat niteliğinde olduğu görüşe katılmak mümkün değildir. Şöyle ki, tazminat asıl borca bağlı bir borç niteliğinde iken, teminat mektubundan kaynaklanan borç lehtar ile muhatap arasındaki temel ilişkiden tamamen bağımsızdır. Teminat mektubu ile banka taraflar (lehtar ve muhatap) arasındaki sözleşmeden kaynaklı riskin doğması halinde, teminat mektubunda kararlaştırılan meblağa kadar ödeme yapmayı taahhüt etse de, bankanın bu yükümlülüğü banka ile lehtar arasındaki sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Bundan dolayı, bankanın borcunun bir tazminat borcu olarak nitelendirilemez. Dolayısıyla, ifa yerinin tespiti noktasında, sözleşme konusu borcun bir para borcu olduğu düşünülerek hareket edilmesi uygun olacaktır[13].

B. Ödeme Yerinin Tespiti

Teminat mektubu sözleşmesinden kaynaklanan borcun bir para borcu niteliğinde olduğunu dikkate alarak, ödeme yerinin tespiti için “İfa Yeri” başlıklı TBK m.89 hükmüne[14]  başvurmamız söz konusudur. TBK m.89, ödeme yerinin tespitinde taraflar arasındaki sözleşmeye öncelik tanımakla birlikte, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini düzenlemektedir. Buradan hareketle, tarafların sözleşmede ödeme yerini açık veya örtülü kararlaştırdıkları durumda, ödeme yeri bu kararlaştırılan yer olarak kabul edilmektedir. Tarafların ödeme yerini kararlaştırmadıkları hallerde, teminat mektubu sözleşmesinde, bankanın, para ödeme borcunu muhatabın ödeme zamanındaki yerleşim yeri neresi ise, orada ifa etmesi gerekmektedir. Ödeme yeri konusunda öğretide ve bankacılık uygulamalarında, teminat mektubunu düzenleyen banka şubesinin örtülü bir şekilde ifa yeri olarak kabul edildiği görülmektedir[15].

Gelinen bu noktada,  ödeme talebinin teminat mektubu düzenleyen şubeye yapılmasının zorunlu olup olmadığının tespiti önem taşımaktadır. Öğretide ileri sürülen bir görüşe göre, taraflar aralarında sözleşme ile teminat mektubunu düzenleyen banka şubesinin ifa yeri olarak örtülü olarak kararlaştırdıklarından, bankanın diğer şubeleri ödeme yükümlülüğü altında bırakılmadan ödeme talebi teminat mektubunu düzenleyen şubeye yapılmalıdır[16]. Bizim de katıldığımız ve öğretideki coğunluğun kabul ettiği diğer bir görüşe göre ise, banka tüzel kişiliği, bankanın bütün şubelerini kapsamaktadır. Bu nedenle, ödeme talebi bankanın teminat mektubunu düzenleyen şube haricindeki bir şubesine yapıldığında, talebin yapıldığı şube ödeme yükümlülüğü altında olacaktır[17]. Nitekim bankacılık uygulamasında da bankanın farklı şubelerine ödeme talebi sunulmaktadır ve bunun üzerine de teminat mektubunu düzenleyen şube haricindeki şubeler de ödemeyi yapabilmektedir[18].

III. İFA ZAMANU

A. Borcun Muaccel Hale Gelmesi

Teminat mektubunun türüne göre, ifa zamanının tespit edilmesi uygun olacaktır.

İlk talepte ödeme kaydını içeren teminat mektuplarında bankanın ödeme borcu, muhatabın usulüne uygun bir şekilde ödeme talebinde bulunulması ile muaccel hale gelmektedir[19]. Söz konusu kaydı içeren teminat mektuplarında banka, riskin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda araştırma yapmaksızın ilk yazılı talepte derhâl teminat mektubunda belirlenen meblağı muhataba ödemle yükümlüdür.

İlk talepte ödeme kaydını içermeyen teminat mektuplarında ise, ifa zamanının tespiti için mektup metninden yararlanılmalıdır[20].  Teminat mektubunda usulüne uygun ödeme talebi üzerine bankanın ödeme yapması gerektiği kararlaştırılmış ise bankanın ödeme borcu, muhatabın başvurusu üzerine muaccel hale gelmektedir. Şayet ödemenin ödeme talebinden belirli bir süre sonra yapılacağı kararlaştırılmış ise,  sözleşmede kararlaştırılan süreye göre bankanın ödeme borcunun muacceliyeti tespit edilir[21].

Bununla birlikte, şartlı teminat mektuplarında, muhatabın riskin gerçekleşmesi üzerine ödeme talebinde bulunması söz konusu olmaktadır. Bu durumda, muhatap usulüne uygun ödeme talebi ile birlikte, riskin gerçekleştiğini gösterir belgeleri de bankaya sunmakla yükümlüdür[22]. Bu nedenle, risk gerçekleşmeden evvel yapılan ödeme talepleri bankayı yasal olarak bir yükümlülük altında sokmamaktadır[23].

Teminat mektubunun türüne göre, usulüne uygun ödeme talebinde bulunulmuş ve buna rağmen banka ödeme borcunu yerini getirmiyorsa, banka hakkında borçlunun temerrüdüne ilişkin hükümler uygulanmalıdır[24]. Öncelikle, bankanın temerrüde düşmesi için muhatabın bankaya bir ihtarda bulunması gerekmektedir[25]. Bu durumda, muhatap bankadan garanti bedelini, temerrüt faizini, borcun geç ifasından dolayı meydana gelen zararların tazminini isteyebilmelidir[26].

B. Ödeme Talebinin Yapılabileceği Süre
a. Vadeli Teminat Mektuplarında

Kural olarak, teminat mektuplarının bir süreye bağlı verilmektedir. Uluslararası bankacılık uygulamasında kabul gören görüş, muhatap ödeme talebini teminat mektubunda belirlenen sürede zarfında ileri sürebileceği yönündedir. Fakat Türk bankacılık uygulamasında teminat mektubunda belirlenen süre içinde ödeme talebinde bulunulmasının zorunlu olmadığı, riskin bu süre içinde gerçekleşmesinin bankanın ödemede bulunabilmesi için yeterli olduğu kabul edilebileceği yönünde görüşler ileri sürülmüştür[27]. Bu görüşü TBK m.128/2 hükmü ile doğrulamak mümkün görülmektedir. İlgili düzenlemeye göre “Belirli bir süre için yapılan üstlenmede, sürenin bitimine kadar üstlenene edimini ifa etmesi için yazılı olarak başvurulmaması hâlinde, üstlenenin sorumluluğunun sona ereceği kararlaştırılabilir[28]. Buradan hareketle, Türk hukukunda eğer teminat mektubunda belirlenen sürenin sona ermesi ile bankanın ödeme yükümlülüğünün sona ereceği teminat mektubunda yazılmamışsa, sürenin bitiminden sonra da bankaya ödeme talebinde bulunulabileceğinden bahsedilebilir.

b. Vadesiz Teminat Mektuplarında

 Teminat mektubunda herhangi bir sürenin kararlaştırılmamış olması durumunda, bu mektupların, lehtar ile muhatap arasında devamlılık esasına dayanan bir iş ilişkisinden[29] doğabilecek riskler için verildiği kabul edilmelidir[30]. Bu nedenle de vadesiz teminat mektuplarında TBK m.146’da düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanacağı yönündeki görüşler yerindedir[31].  Söz konusu zamanaşımı süresi, teminat mektubu ile üstlenilen riskin gerçekleştiği an[32] başlayacaktır[33].

IV. ÖDEMENİN KAPSAMI

A. Ödeme Talebinin Sözleşmede Belirlenen Risk ile İlgili Olması

Teminat mektubunu düzenleyen banka, ancak mektupta taahhüt edilen riskin gerçekleşmesi halinde ödeme yapmakla yükümlü olacaktır. Lehtar ve muhatap arasında teminat mektubundan bağımsız diğer iş ilişkilerinden kaynaklı risklerin gerçekleşmesi durumunda bankanın ödeme yapma yükümlülüğünden bahsedilemeyecektir[34].

B. Kısmi Ödeme

Teminat mektubunda belirtilen meblağ riskin gerçekleşmesi halinde bankanın ödemekle yükümlü olduğu azami miktarı temsil etmektedir. Bazı durumlarda, riskin kısmen gerçekleşmesi söz konusu olabilir ve bu gibi durumlarda teminat mektubunun tam bedelini istemek hakkın kötüye kullanımı anlamına gelir[35]. İyi niyetli muhatabın[36] kısmı ödeme talebinde bulunulması durumunda, banka talep edilen kısmı öder, fakat mektubun kalan kısmı için sorumluluğu devam eder[37].

Öte yandan, teminat mektubunda belirlenen bedelin tamamı muaccel hale gelmişse ve banka kısmı ödeme teklifinde bulunduysa, TBK m.84 gereği muhatap kısmi ödemeyi reddedebilir[38].

C. Teminat Mektubunun Düzenleme Amacına Göre Ödemesinin Kapsamı

Teminat mektupları zararı karşılayıcı nitelikte olabileceği gibi, cezai şart niteliğinde de olabilmektedir[39]. Teminat mektubunun düzenleme amacındaki bu ayrımı bankanın ödeme yapma yükümlülüğünün kapsamı bakımından önem arz etmektedir.

Genelde, banka teminat mektubu, lehtarın edimini hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi halinde ortaya çıkan zararı, sözleşmede kararlaştırılan meblağa kadar gidermeyi üstlenme amacı doğrultusunda düzenlenmektedir. Fakat, cezai şart ödemesinin talep edilebilmesi için, TBK m.180/1[40] uyarınca alacaklının zarara uğramış olması gerekmez[41].

Cezai şart niteliğindeki teminat mektuplarında, lehtarın edimini gereği gibi ifa etmemesi halinde muhatap, teminat mektubunu paraya çevirir ve bundan ayrı olarak uğradığı zararın tazminini veya borcun ifasını   lehtardan isteyebilir. Zararı karşılayıcı nitelikteki teminat mektuplarında ise muhatap teminat mektubunu yine paraya çevirir, ancak muhatabın uğradığı zarar, teminat mektubunda belirlenen garanti bedelinden az ise, garanti bedelinin üstü iade edilir[42].

V. BANKANIN ÖDEMEDEN KAÇINABİLECEĞİ HALLER

A. Bankanın İleri Sürebileceği Defiler

Defi hakkı, borcu sona erdirmeyen, ancak alacaklının talep hakkını engellemeye yarayan ve hâkim tarafından resen göz önünde bulundurulmayan bir haktır[43]. Ödeme talebinde bulunan muhataba karşı banka, teminat mektubu metninden kaynaklanan defileri, kişisel defileri ve zamanaşımı defini[44] ileri sürerek ödeme yapmaktan kaçınabilir.

a. Teminat Mektubu Metninden Kaynaklanan Defiler

Öncelikle, teminat mektubunun ödemesi bir riskin gerçekleşmesine, bir belgenin sunulmasına bağlanmışsa söz konusu şartların yerine getirilmediğinden bahisle banka ödeme yapmaktan kaçınabilir[45]. Bankanın riskin gerçekleşmediğini ileri sürerek ödemeyi reddetmesi durumunda ise, hak sahibi olarak muhatap hakkını dayandırdığı olayı ispat etmekle yükümlüdür[46].

Diğer taraftan teminat mektubunun sahte olması durumu da muhataba karşı bir defi olarak ileri sürülebilir[47]. Sahtecilik durumu olası bir risktir, zira bankaların düzenlediği teminat mektupları çoğunlukla lehtar tarafından alınarak muhataba verilmektedir. Kötü niyetli lehtarın teminat mektubunu taklit ederek sahte bir belge oluşturması, teminat mektubu üzerinde yazılı rakamla veya diğer karakterlerle oynaması gibi durumlarda bankanın bir sorumluluğu olmadığı aşikardır. Bu nedenle, devlet kurumlarına verilen teminat mektuplarının ilgili kurumlarca bankalara götürülerek teyit ettirdikleri durumlara sık sık rastlanmaktadır[48].

Teminat mektubunun üzerinde eğer imzaya yetkili olmayan banka görevlisinin imzası varsa veya yetki aşımı yapılarak mektup imzalandıysa, bu durum gerekçe gösterilerek banka ödeme yapmaktan kaçınabilir[49]. Söz konusu hususta, yetkinin teminat mektubunun düzenlendiği tarih itibariyle geçerli olması gerektiğine dikkat çekilmelidir.

b. Bankanın Kişisel Defileri

Kendisine ait kişisel defileri muhataba ileri sürme konusunda banka hak ve sorumluluk sahibidir[50].

Teminat mektubu temelde bir garanti sözleşmesi niteliğinde olduğundan, sözleşmenin kurulması sakatlanmamış olması gerekmektedir[51]. Şayet banka bir hile nedeniyle garanti sözleşmesine taraf olmuşsa, sözleşmenin konusu TBK m.27 gereğince ahlaka ve adaba aykırılık oluşturuyorsa[52], banka bunu kişisel defi olarak muhataba karşı ileri sürebilir. 

Diğer taraftan banka takas defini de ileri sürebilir. Takasa dair şartların oluşması ile birlikte banka, muhatabın tarafı olduğu garanti sözleşmesinden doğan alacağı ile borcunu takas edebilir[53]. Burada özellikle dikkat edilmesi gereken husus, bankanın muhatap ile kendi arasındaki ilişkilerden kaynaklanan alacağından ötürü teminat mektubuna dair ödeme talebi karşısında takas defini ileri sürebileceğidir[54].

c. Zamanaşımı Defi

Alacağın zamanaşımına uğramış olması durumunda, banka zamanaşımı defini ileri sürerek ödeme yapmaktan kaçınabilir.

Riskin vade içinde gerçekleşmesi koşulu ile vadeli teminat mektuplarında ödeme talebinin on yıllık genel zamanaşımı süresi içerisinde bankaya ileri sürülebileceği kabul edilmiştir[55].  Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıç noktası borcun muaccel hale geldiği, yani riskin gerçekleştiği an olarak kabul edilmelidir. Bununla birlikte, TBK m.128/2’ya göre, teminat mektubu metnimde riskin gerçekleşmesi ile birlikte ödeme talebinin de vade içerisinde yapılması gerektiği, aksi durumda bankanın sorumluluğunun sona ereceği kararlaştırılmış olabilir.  Bu durumda, vadenin dolması ile bankanın da sorumluluğu sona ermektedir. Vadesiz teminat mektuplarında on yıllık zamanaşımı süresinin yine alacağın muaccel olduğu, riskin gerçekleştiği andan itibaren işleyeceği kabul edilmiştir.

Belirtilen zamanaşımı süresinin dolmasından sonra yapılan ödeme taleplerinde banka zamanaşımı defini ileri sürebilecektir.

B. Bankanın İleri Süremeyeceği Defiler

a. Muhatap ile Lehtar Arasındaki Temel İlişkiden Kaynaklanan Defiler

Teminat mektubu ile banka, lehtar ve muhatap arasındaki temel sözleşmeden kaynaklı riski garanti altında alsa da, teminat mektubundan kaynaklanan borç lehtar ile muhatap arasındaki temel ilişkiden tamamen bağımsızdır[56] ve temel ilişkinin geçersizliğinden etkilenmez. Dolayısıyla, temel ilişkiden  kaynaklanan defilerin banka tarafından ileri sürülerek ödemeden kaçınılması söz konusu olamaz[57]. Bununla birlikte garanti sözleşmesi ile temel ilişki arasında bağlantı kurularak temel ilişkiye dair geçersizlik hallerinin ya da temel ilişkinin sona ermesinin banka tarafından ileri sürülebileceği kararlaştırılmışsa, bu durumda banka, temel ilişkiden doğan defileri de ileri sürmekle yükümlüdür[58].

b. Banka ile Lehtar Arasındaki Karşılık İlişkisinden Kaynaklanan Defiler

Banka teminat mektubunun bağımsızlık niteliği gereği, teminat mektubunun temelindeki banka ile lehtar arasındaki ilişkiye dayanılarak muhatabın ödeme talebi reddedilemez[59]. Örnek olarak, banka ile lehtar arasındaki sözleşmenin şekil veya ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğu, TBK m.26-27 hükümlerine aykırı olduğu, lehtarın komisyon ödeme borcunu yerine getirmediği, irade bozukluğu hallerinden birinin vuku bulduğu, lehtarın iflas ettiği ya da ödemelerini tatil ettiği veya aleyhinde yapılan icra takibinin sonuçsuz kaldığı gibi defileri banka muhataba karşı ileri süremez[60].

VI. LEHTARIN ÖDEME TALEBİNİN ETKİSİZ KILMASI

A. İhtiyati Tedbir

İlk talepte ödeme kaydı içeren teminat mektuplarında banklar usulüne uygun ödeme talebinin kendisine sunulması ile birlikte muhataba ödemeyi yapmaktadır. Diğer taraftan, bir riskin gerçekleşmesine bağlanmış teminat mektuplarında ise, ödeme talebini alan banka riskin ne ölçüde gerçekleştiğini her zaman tam anlamıyla tespit edemeyebilir. Bu sebeple, muhatabın gerçekleşen risk kapsamını aşan veya gerçekleşmeyen bir risk için ödeme talebinin önüne geçmek için lehtar, ihtiyati tedbir kararı ile bankanın ödeme yapmasını durdurabilir veya teminat mektubunda yazılı meblağın gerçekleşen risk ile orantılı ölçüde indirilmesini sağlayabilir[61]

Bankanın muhatabın ödeme talebini reddedebilmesi için ihtiyati tedbir kararının ödeme talebinin bankaya sunulduğu tarihten önce alınmış olması gerekmektedir.  Bu nedenle, ödeme talebinden sonra alınan ihtiyati tedbir kararı bankanın teminat mektubu kapsamında garanti ettiği meblağı ödeme yükümlülüğünü etkilemez[62].

HMK m. 393/I’e kapsamında lehtar,  ihtiyati tedbir kararının verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde bu kararın uygulanmasını bankadan talep etmelidir. Devamında  lehtar, HMK m. 397/I uyarınca, iki hafta içinde esasa ilişkin davasını açmak zorundadır. Belirtilen bu hususlara uyulmaması durumunda, ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkmaktadır. İhtiyati tedbir kararının kalkması ve bunun kendisine tebliğ edilmesi halinde banka, teminat mektubunda kararlaştırılan meblağı muhataba ödemekle yükümlüdür[63].

B. Dava Yoluna Gidilmesi

Mahkemeden tedbir kararı alan lehtarın, HMK m.397/I gereği iki hafta içinde muhataba karşı esasa ilişkin bir dava açması gerekmektedir.  Açacağı tespit davası ile lehtar, garanti sözleşmesinde kararlaştırılan riskin gerçekleşmediğinin ya da ortadan kalktığının veya muhatabın hakkını kötüye kullandığının tespitini isteyebilir[64].

VII. TARAFLAR ARASINDA RÜCU

A. Bankanın Lehtara Rücu Etmesi

Garanti sözleşmesi niteliğindeki teminat mektubunu düzenleyen bankanın, mektup kapsamındaki ödemeden ötürü lehtara karşı ileri sürebileceği kanuni bir rücu hakkı bulunmamaktadır[65].  Bu nedenle ödediği garanti bedelinin kendisine iade edilmesini sağlamak adına uygulamada bankaların lehtar sıfatındaki kişilerden bir karşı garanti (kontrgaranti) talep ettiği görülmektedir[66]. Kontrgaranti sözleşmesi ile banka, riskin gerçekleşmesi ve muhatabın usulüne uygun ödeme talebinde bulunması ödediği garanti bedeli için lehtara rücu edebilmektedir[67].

            Uygulamada nadir rastlanmakla birlikte, kontrgaranti sözleşmesinin bulunmaması durumunda bankanın vekâletsiz iş görmeye, sebepsiz zenginleşmeye ve TBK m.61 dayalı lehtara rücu edebileceği öğretide ileri sürülmektedir[68].

Vekaletsiz iş görme esasına dayanılarak bankanın lehtara rücu etmesinin mümkün olmadığı konusunda bizim de katıldığımız yazara göre banka, muhataba ödeme yapmakla başkası hesabına iş görmekten ziyade, garanti sözleşmesinden doğan kendi asli ve bağımsız borcunu yerine getirmektedir[69]. Vekaletsiz iş görme hükmü kapsamında bankanın lehtara başvurabileceğini savunan yazarlar, bankanın kişisel borcunu ifa ediyor olması, bankanın lehtar menfaatine hareket etme iradesini ortadan kaldırmamaktadır. Bununla birlikte, vekâletsiz iş görmenin söz konusu olabilmesi için başkası adına hareket etme iradesinin bulunmasının şart olmadığı; genel iş görme iradesinin yeterli olduğu ifade edilmektedir[70].

TBK m.61’e göre, birden fazla kişinin bir zarara neden oldukları ya da aynı zarardan farklı nedenlerden dolayı sorumlu oldukları hallerde bu kişiler, müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlere tabi olurlar. Öğretide, banka ve lehtarın sorumluluğunun sözleşmeye dayandığından ötürü bankanın TBK m.61 kapsamında lehtara rücu edebileceği görüşü ileri sürülmüştür[71].  Bu görüşü destekleyen yazarlar, TBK m.61’de aynı zarardan birden fazla kişinin farklı nedenlerden sorumluluğundan söz edilse de, aynı sebebe dayanan sorumluluk halinde de bu maddenin uygulanabileceğini ifade etmektedirler. Bu görüşü eleştiren yazar ise, lehtardan bütünüyle bağımsız bir borç altına giren lehtarın kendi borcunu ödediğini, lehtar ve bankanın sözleşme nedeniyle sorumlu olduğu teminat mektubuna, TBK m.61 hükmünün uygulanması, banka ve lehtar arasında bir teselsül ilişkisini doğuracağını ve bu durumun Borçlar Hukuku’nun temel ilkeleri ile bağdaşmadığını savunmaktadır[72].

Bankanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine lehtara rücu edip edemeyeceği de öğretide tartışmalara yol açmıştır. Bir grup yazar, bankanın borcu lehtar ile muhatap arasındaki sözleşmeden kaynaklanan asıl borçtan tamamen bağımsız ve asli nitelikte olmasından ötürü, bankanın yaptığı ödemenin lehtarın borcunu da sona erdireceğini kabulü, teminat mektubunun niteliği ile bağdaşmayacağını ifade etmektedir. Dolayısıyla, bankanın ödeme yapması ile lehtarın muhataba karşı borcu sona ermediğinden, bankanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak yaptığı ödemenin iadesini istemesi mümkün değildir[73]. İkinci grup yazar ise bankanın muhataba yaptığı ödeme ile lehtarın borcunun sona ereceğini, muhatabın lehtara ve bankaya karşı sahip olduğu talep hakkının aynı menfaatin karşılanmasına ilişkin olduğunu ve  bankanın ödeme yapması ile muhatabın lehtara ait bir talep hakkı kalmayacağını savunmaktadır[74]. Bizim de katıldığımız bu görüşe göre, kontrgaranti almadan garanti veren bankanın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre lehtara rücu edebilmesi mümkündür.

B. Bankanın Muhataba Rücu Etmesi

Usulüne uygun ödeme talebinin kendisine sunulmasını takiben, şartlı teminat mektuplarında bankaların riskin gerçekleşip gerçekleşmediğini, gerçekleştiyse ne ölçüde gerçekleştiğini, muhatabın talep ettiği ödemenin gerçekleşen risk ile orantılı olup olmadığını incelemesi ve tespit etmesi her zaman mümkün olmayabilir. Bu sebeple, inceleme yükümlülüğünü yerine getirmeksizin ödemeyi yapan bankanın, lehtara rücu edebilmesi mümkün değildir[75].

Risk gerçekleşmeden veya gerçekleşen risk miktarını aşacak şekilde ödeme yapan banka, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre muhataptan yaptığı ödemeyi geri isteyebilir[76]. Diğer taraftan, muhatabın ödeme talebinin haksız olduğunu tespit etmesine rağmen ödemede bulunan banka, muhataba rücu etme hakkını kaybedecektir[77].

C. Lehtarın Muhabata Rücu Etmesi

Bankanın muhataba yaptığı ödemeyi bankaya geri ödemek yükümlülüğü ile karşılaşan lehtar, muhatabın ödeme talebinin haksız olduğunu ileri sürerek muhataba aldığı ödemenin iadesi için başvurabilir.  Öğretide, lehtarın muhataba iki hukuki gerekçeden birine dayanarak başvurabileceği ifade edilmektedir.

 Öncelikle, lehtar aralarındaki temel sözleşmeye dayanarak muhataba rücu edebilir. Lehtar ve muhatap tarafından karşılıklı olarak imzalanan sözleşmede, lehtarın hangi şartlar altında teminat mektubu temin edeceği ve hangi şartlar altında teminat mektubunun paraya çevrilebileceği kararlaştırılmaktadır. Öngörülen şartların oluşmamasına rağmen ödeme talebinde bulunan muhatap, lehtar ile arasındaki sözleşmeye aykırı davranmış olmaktadır. Bu nedenle lehtar, muhatabın ödeme talebinin sözleşmeye aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek dava açabilir ve muhataptan tahsil ettiği meblağın iadesini isteyebilir[78].

Diğer taraftan, taraflar arasındaki temel sözleşmede teminat mektubunun verilmesine dair bir şart öngörülmemişse lehtar, bankanın ödediği bedelin iadesini muhataptan sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında isteyebilir[79].

KAYNAKÇA

   
  Aral, F.  :    Doğrudan Doğruya Garantilerde Banka ile Muhatap Arasındaki Hukuki İlişki, Prof. Dr. Ali Naim İnan’a Armağan, Ankara 2009, s.185-199.
  Arkan, S.  :  Teminat Mektubu Veren Bankanın Hukuki Durumu, BATİDER, C. 16, S. 4, 1992, s. 59-84, s.69;
   
  Barlas, N.  :   Türk Hukuk Sisteminde Banka Teminat Mektupları, İstanbul 1986 (Anılış – Teminat).  
  Canbolat, F.  :  Banka Garantisinde Savunma İmkanları ve İhtiyati Tedbirler, Ankara 2009.  
  Doğan, V.    :  Teminat Mektupları, B.5, Ankara 2015.
  Gürler, M.A.  :  Teminat mektuplarının paraya çevrilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara 2011, s.132.
   
Kahyaoğlu, E.C.:Banka Garantileri, İstanbul 1996.
    Kostakoğlu, C.    :  Banka Kredileri Tüketici ve Konut Kredileri ile Kredi Kartlarından Doğan Uyuşmazlıklar- Akreditif, B.8, İstanbul 2016.  
Önder, B.  :Banka Teminat Mektupları, Ankara 2020.  
  Reisoğlu, S.  :  Banka Teminat Mektupları ve Kontrgarantiler, Ankara 2003 (Anılış – Banka Teminat).  
  Reisoğlu, S.          :  Banka Teminat Mektuplarında Kayıtsız Şartsız Ödeme Taahhüdü ve Hukuki Sonuçları, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu VI’da Sunulan Bildiri, Ankara 1989, s. 67-91 (Anılış – Kayıtsız Şartsız).  
Reisoğlu, S.:Garanti Mukavelesi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No: 178, Ankara 1963 (Anılış – Garanti).
   
   
   
  Tandoğan, H.:  :    Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt II, 5. Basım, İstanbul 2010 (Anılış – Özel Borç).
   
  Tandoğan, H.  :  Bankaların Verdikleri Teminat Mektuplarının Hukuki Mahiyeti, II. Ticaret ve Banka Hukuku Haftası, Ankara 1962 (Anılış – Hukuki Mahiyet).  
  Zeren, Y.  :    Banka Teminat Mektuplarının Hukuki Mahiyeti ve Hacizlerinin Caiz Olup Olmadığı Meselesi, Ankara Barosu Dergisi, S.5, Ankara 1966, s. 869-871.
   
  Tekinalp, Ü.  :  Banka Hukukunun Esasları, B.2, İstanbul 2009.
   

[1] Önder, B.: Banka Teminat Mektupları, Ankara 2020, s.107.

[2] Barlas, N.: Türk Hukuk Sisteminde Banka Teminat Mektupları, İstanbul 1986 (Anılış – Teminat),s.63; Aral, F.: Doğrudan Doğruya Garantilerde Banka ile Muhatap Arasındaki Hukuki İlişki, Prof. Dr. Ali Naim İnan’a Armağan, Ankara 2009, s.185-199, s.187.

[3] Barlas (Teminat), s. 63; Aral, s.187

[4] Önder, s.107.

[5] Reisoğlu, S.: Banka Teminat Mektupları ve Kontrgarantiler, Ankara 2003 (Anılış – Banka Teminat),s. 263.

[6] Teminat mektubunun muhatap tarafından lehtara iade edilmesi ve bankanın teminat mektubunu almadan ödemede bulunması durumunda, muhatabın mektubu lehtara iade etmesi, riskin ortadan kalktığı ya da bankanın ibra edildiği şeklinde yorumlandığı takdirde banka, rücu açısından sıkıntı yaşayabilmektedir. İşte bu gibi sorunların doğmaması için, uygulamada, ödeme talebinde bulunulurken mektup metninin orijinalinin de eklenmesi gerektiği kabul edilmektedir (Önder, s.108).

[7] Reisoğlu (Banka Teminat), s. 263.

[8]Kostakoğlu, C.: Banka Kredileri Tüketici ve Konut Kredileri ile Kredi Kartlarından Doğan Uyuşmazlıklar- Akreditif, B.8, İstanbul 2016, s. 214; Barlas (Teminat), s. 65.

[9] Aral, s.190.

[10] Canbolat, F.: Banka Garantisinde Savunma İmkanları ve İhtiyati Tedbirler, Ankara 2009, s.131; Önder, s.109.

[11] Tandoğan, H.: Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt II, 5. Basım, İstanbul 2010 (Anılış – Özel Borç), s. 855; Reisoğlu, S.: Banka Teminat Mektuplarında Kayıtsız Şartsız Ödeme Taahhüdü ve Hukuki Sonuçları, Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu VI’da Sunulan Bildiri, Ankara 1989, s. 67-91 (Anılış – Kayıtsız Şartsız), s. 72; Reisoğlu, S.: Garanti Mukavelesi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No: 178, Ankara 1963,  (Anılış – Garanti), s. 151; Canbolat, s. 134.

[12]  Arkan, S.: Teminat Mektubu Veren Bankanın Hukuki Durumu, BATİDER, C. 16, S. 4, 1992, s. 59-84, s.69; Kahyaoğlu, E.C.: Banka Garantileri, İstanbul 1996, s. 61-62; Kostakoğlu, s. 207.

[13] Önder, s.109.

[14] MADDE 89- Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;

1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,

2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,

3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde,

ifa edilir. Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir.

[15] Reisoğlu (Banka Teminat), s. 232; Kahyaoğlu, s. 68-69.

[16] Aral, s. 186-187; Barlas (Teminat), s. 64.

[17] Reisoğlu (Banka Teminat), s. 262; Doğan, V.: Teminat Mektupları, B.5, Ankara 2015, s. 420.

 

[19] Kahyaoğlu, s. 68.

[20] Kahyaoğlu, s. 68.

[21] Doğan, s. 421.

[22] Doğan, s. 402.

[23] Önder, s.111.

[24] Canbolat, s. 133; Kostakoğlu, s. 207.

[25] Aral, s. 194; Canbolat, s. 133.

[26] Önder, s.111.

[27] Barlas (Teminat), s. 91.

[28] Bu hüküm, banka teminat mektupları esas alınarak kaleme alınmıştır (Önder, s.113).

[29] Franchise sözleşmesi, marka/patent lisans sözleşmesi kapsamında vadesiz teminat mektuplarının verileceği düşünülebilir.

[30] Önder, s.114.

[31] Aral, s. 193; Barlas (Teminat), s. 90; Kahyaoğlu, s.125.

[32]Davalı vekili, teminat mektubunun zamanaşımına uğradığını, davacının 01/08/2011 tarihinde tazmin talebinde bulunduğunu, mektubun 19/12/2000 tarihli olduğunu, lehine teminat mektubu verilen V… A.Ş’nin işi tamamladığını, geçici ve kesin kabulün yapıldığını, bu nedenle teminat mektubu yönünden davalının sorumluluğunun kalmadığını, işçi ücretlerine ilişkin stopajların ödenmemesinin davacının kendi kusuru olduğunu, davacının kendi kusuruna dayalı olarak teminat mektubunun nakde çevrilmesini isteyemeyeceğini, teminat mektubunun gayri nakit alacak olduğunu ve inkar tazminatının da talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, taraflar arasında dava dışı V… A.Ş’nin Didim Belediyesi Çevre Koruma Projesi işi çerçevesinde lehtarının davacı … Belediyesi olan teminat mektubunun düzenlendiği, teminat mektubunun ihale işine bağlı olarak süresiz verildiği, işin kesin kabulünün 01/12/2008 tarihinde gerçekleşmesi nedeni ile icra takip tarihi olan 18/04/2012 tarihi itibari ile zamanaşımının gerçekleşmediğine karar veriliştir” (Yargıtay 19.H.D., E. 2017/5263, K. 2019/4086, T. 26.6.2019, Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, Erişim: 25.04.2021).

[33] Kahyaoğlu, s. 125; Arkan, s. 73; Aral, s. 193; Tandoğan, H.: Bankaların Verdikleri Teminat Mektuplarının Hukuki Mahiyeti, II. Ticaret ve Banka Hukuku Haftası, Ankara 1962 (Anılış – Hukuki Mahiyet), s. 802.

[34] Önder, s.114-115.

[35] Doğan, s. 425.

[36] Kötü niyetli muhatabın riskin kısmen gerçekleşmesine rağmen bankadan teminat mektubunda belirlenen miktarın tamamı için ödeme talebinde bulunması durumunda, riskin kısmen gerçekleştiğine dair bankanın elinde somut deliller bulunmuyorsa eğer, banka ödeme talebinde belirtilen miktarı ödemekten kaçınamayacaktır (Önder, s.116).

[37] Kısmi ödeme talebi, mektubun tamamını kapsamadığı için, kalan bedel tutarında bankanın ödeme yükümlülüğünün doğması için, muhatabın yine usulüne uygun bir ödeme talebinde bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla, kalan kısım için ödeme talebinde bulunulabilmesi, vadeli teminat mektubunda riskin vade içinde gerçekleşmesine, vadesiz teminat mektubunda ise muhatabın zamanaşımı süresi içinde talepte bulunmasına bağlıdır. Aksi takdirde banka, muhatabın ödeme talebini reddeder (Önder, s.116).

[38] Önder, s.115.

[39] Zeren, Y.: Banka Teminat Mektuplarının Hukuki Mahiyeti ve Hacizlerinin Caiz Olup Olmadığı Meselesi, Ankara Barosu Dergisi, S. 5, Ankara 1966, s. 869-871, s. 869.

[40] TBK, MADDE 180- Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir.

[41] Önder, s.117.

[42] Zeren, s.869.

[43] Önder, s.126.

[44] Gürler, M.A.: Teminat mektuplarının paraya çevrilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara 2011, s.132.

[45] Kahyaoğlu, s.74.

[46] Gürler, s.132.

[47] Arkan, s.71.

[48] Gürler, s.134.

[49] Arkan, s.71.

[50] Reisoğlu, Kayıtsız Şartsız, s.72; Tekinalp, Ü.: Banka Hukukunun Esasları, B.2, İstanbul 2009, s. 534.

[51] Arkan, s. 71, Canbolat, s.168, Kahyaoğlu, s.77.

[52] Arkan, s.71.

[53] TBK m.145’te, borçlunun önceden takas hakkından feragat edebileceği hükme bağlanmıştır. Banka teminat mektubunda, bankanın bütün def’i ve itirazları ileri sürmekten vazgeçerek ilk talepte ve derhâl ödeme yapma yükümlülüğü altına girmesi durumunda, bankanın sadece temel ilişkiden ve karşılık ilişkisinden doğan def’ileri ileri sürmekten vazgeçtiği anlaşılmalıdır. Aksi takdirde, yani bankanın garanti sözleşmesinden doğan ve kişisel nitelikteki def’ilerden de feragat ettiğinin kabulü durumunda, bankanın yükümlülüğü fazlasıyla ağırlaşır. Dolayısıyla, takas hakkından feragat edildiği durumlarda, bu hususun teminat mektubu metninde açıkça belirtilmesi gerekmektedir (Önder, s.125-126).

[54] Arkan, s.75.

[55] Önder, s.126.

[56]Teminat mektubu veren banka ile muhatap arasındaki sözleşme garanti sözleşmesi niteliğinde olup bankanın sorumluluğu fer’i olmayıp asıl borçtan bağımsız ve asıldır. Bu nedenledir ki, banka sadece borçluya (lehdara ait) def’ileri muhataba karşı ileri süremez” (Yargıtay, 12.H.D.; E. 2003/16972, K. 2003/21995, T.7.11.2003,  Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, Erişim: 25.04.2021).

[57] Arkan, s. 78-79.

[58] Kahyaoğlu, s.73. 

[59] Arkan, s.70.

[60] Önder, s.115.

[61] Önder, s. 136-137.

[62] Doğan, s. 366.

[63] Önder, s.143.

[64] Önder, s.145.

[65] 731 Reisoğlu (Banka Teminat), s. 358.

[66] Önder, s.150.

[67] 745 Barlas (Teminat), s. 78;

[68] Önder, s.153.

[69] Reisoğlu (Banka Teminat), s.363.

[70] Tandoğan (Özel Borç), s.877.

[71]  Reisoğlu (Garanti), s.168; Reisoğlu (Banka Teminat), s.365; Tandoğan (Özel Borç), s.879.

[72]  Tekinalp, s.530.

[73]  Barlas (Teminat), s.81; Reisoğlu (Garanti), s.164.

[74] 769 Kahyaoğlu, s. 101-102; Doğan (Teminat), s. 472-473; Reisoğlu (Banka Teminat), s. 362; Tandoğan (Özel Borç), s. 878-879.

[75] Doğan, s.474.

[76] Doğan, s.474; Reisoğlu (Banka Teminat),s.366-367; Kahyaoğlu,s102; Barlas (Teminat), s.83.

[77] Doğan, s.475.

[78] Reisoğlu (Banka Teminat), s. 368; Kahyaoğlu, s.102.

[79] Kahyaoğlu, s.102.

Yayın ve İçerikler